Bu Aşkın Katili Sensin!

Son zamanlarda çevremde tanıdığım herkes sevgilisinden ayrılmaya başladı. Bir ayrılık rüzgarı esti ve tanıdığım herkes bu rüzgardan nasibini almış oldu. Aslında bu ayrılık rüzgarından sonra içimde yıllardır bastırdığım, zaman zaman ortaya çıkmaya çalışsa bile “Sakin ol Merve… Erkekleri öldürmek istemiyorsun… Osho’nun öğretilerini düşün, nefes al… Erkekler düşmanın değil… Kafalarını ezmek istemiyorsun… Onlar da bir annenin yavrusu… Evet… Biraz armut olabilirler ama onlar da insan…” diyerek kendime telkinler vermeye çalışıyordum. Fakat sonra kendimle barışmaya karar verdim. Ben erkekleri sevmiyorum! Aslında tabi ki erkekleri seviyorum, ama erkeklerin kafa yapılarını sevmiyorum. Kafalarını kırma isteğime engel olamıyorum.

Üye olmadan önce
Siberalem’i keşfe çık

Biz kadınlar duygusal varlıklarız. Aşk, sevgi bizler için önemli şeylerdir. Yuvarlak cümlelerden çok hoşnut kalmayız. Kibar olmanın yeri ve zamanı olduğunu düşünürüz. Biz kadınlar bir elbise aldığımızda o elbiseyi çok sevmişsek sürekli giymek isteriz. Bazen o elbiseyi üniforma haline getirebiliriz. Çok giydiğimiz için elbisemizin kıyısına köşesine bir şey olduğunda üzülürüz. Elbisemiz yırtıldığında onu dikmeye, düzeltmeye çalışırız. Elbiseden ne zaman vazgeçeriz, ayı gibi kilo alıp, elbiseyi giydiğimizde fışkıran yanlarımızla yüzleştiğimizde. İşte o gün elbise bize der ki, “Artık beni giyme, beni özgür bırak. Ben sana göre değilim. Beni bir fakire ver. Mümkünse 36 beden bir fakire ver. Beni üzerinde daha fazla yıpratma”.

Elbiseler bize dürüst davranır. Bize asla “Senin üzerine çok yakışıyorum, beni giymene bayılıyorum ama olmuyor… Yapamıyoruz” demezler. Elbiseler nettirler, bizi çirkin göstermeye başladıklarında dürüst davranırlar. Fakat erkek denen o minnoş gözlü, koca yürekli adamlar bir elbise kadar net değillerdir. Erkekler karmaşıktırlar. Severler ama ayrılmak isterler. Çok severler ama ayrılmak isterler. Ya Allah aşkına beyler, çok sevip ayrılmak istemek ancak Emel Sayın ve Tarık Akan’ın Mavi Boncuk filminde olur. Onda da Emel ablayı mis gibi dürüm yapıp yârin kollarına attılar!

Bazen bir puro yalnızca bir purodur!

Kimse kimseyi kandırmasın! Kadınlar bir şeyleri düzeltmeyi, yoluna koymayı isterler. Düzeltmek içinde yeterli sebep sevgidir. Sevgi bitiyorsa kibar olmanın evrene bir faydası olduğunu düşünmüyorum. “Seni çok seviyorum ama ayrılmak istiyorum” bana inanılmaz büyük yalan geliyor. Onun yerine partnerinize sevginizde azalmaya etken olan davranışları söylemelisiniz. “Seni seviyordum… Ama bu davranışını sevmiyorum” kim bilir belki o sevmediğiniz davranış düzeltilebilir bir şeydir. İnsanları neden sevdiğinizi söylemek harika bir şeydir. Ama insanların nelerini sevmediğinizi söylemek, uzun süreli bir ilişkinin temelini oluşturabilir. Seni seviyorum cümlesi kadar sihirli görünmeyebilir ama o cümleden daha etkili olduğu bir gerçektir. Şu an inanılmaz mantıklı şeyler söylediğimi düşünüyorum, en iyisi saçmalamadan bir ilim irfan sahibi adamın, Turgenyev’in özlü sözü ile yazıyı sonlandırayım:

İlk aşk devrimden farksızdır; hiç değişiklik olmadan sürüp giden hayat bir anda darmadağın oluverir.

Zodyaklı

Önceki YazıSonraki Yazı

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

uye_ol