Kendimizi tanımak üzerine…

İster internet, ister yüz yüze bir ilişki olsun kurulduğu ortamın çok fazla bir önemi yok aslında. “Nasıl yani?” dediğinizi duyar gibiyiz. Şöyle ki bir ilişki nasıl başlarsa başlasın bazı durumlar sabittir. Çünkü bizim ilişki biçimimiz ya da içsel tepkilerimiz hep aynıdır kısacası biz yine aynı biz! İşe kendimizden başlamalıyız. Kendimizi ne kadar tanıyoruz mesela, ya da kendimizle çok rahat bir şekilde yüzleşebiliyor muyuz? “Cesaret”in doğru kelime olduğunu unutmayalım ve birkaç küçük soruyla kendimizi tanımaya başlayalım isterseniz;

Üye olmadan önce
Siberalem’i keşfe çık

Her türlü ilişkiye başlamadan önce kendimizi tanımak için sorulacak sorular;

  • Birini nasıl selamlıyoruz?
  • Kendimize uymayan bir görüşle karşılaştığımda nasıl davranıyoruz?
  • Beğendiğimiz özelliklere sahip olmadığından dolayı, onu yerin dibine geçiriyor muyuz?
  • Kendimize yapılmasını istemediğimizi karşımızdakine yapmaktan çekiniyor muyuz?
  • Sevgi sözcüklerine kapılıp ardında yatan gerçek anlamı gözardı ediyor muyuz?
  • Sevgi, saygı, onur, bağlılık gibi konulara yaklaşımımız nasıl?
  • Kendimizi ispat etmek, sevileceğimizi zannetmek ve kabul görmek adına aşırı çabalıyor muyuz?
  • Gerçek dünyamızla, hayal dünyamızı ayırt etmek için durum değerlendirmesi yapıyor muyuz?

 

Liste bu şekilde uzaaar gider. Cevaplayıp yüzleşin kendinizle. Eksi yönleriniz ya da artı yönleriniz hakkında bilgi sahibi olun. Düzeltmek için zaman harcayın. Örneğin, Siberalem üzerinden tanıştığınız kişiyle bunları test edin. İlk buluşmanızda hangi yönleriniz de hata bulduysanız, ikincisinde azaltın ya da vazgeçin. Kişisel yapımız ve içsel tepkilerimiz biz onları değiştirinceye kadar aynıdır. O yüzden de yenilenmeye kendimizden başlamalıyız. Sağlıklı bir ilişki kurmak için önce kendimizle tanışalım sonra doğru erkeğin ya da doğru kadının peşine düşelim.

Bu soruları cevaplamak sizin için zorsa, bir arkadaşınızdan yardım alın ve o size bu soruları sorsun. Mesela, ben ilk buluşması sonrası bir arkadaşıma bunları sordum. İlk karşılaşmalarında “Hello” demiş ve sonra “Allah’ım ben bunu neden söyledim, Türkçe’m yok mu benim” diye dertlenmiş.

Sohbet ederken, fark etmiş ki, vejetaryen olmayan kişilere karşı acımasız davranıyor. Arkadaşım tam bir hayvansever ve ilk buluşmada onu kebaplarıyla ünlü bir yere götüren beyefendi hafiften çuvallamış. Bu kimsenin suçu değil tabii… Vejetaryenlik testinden geçemese de romantik bir adammış ve arkadaşımı iltifatlara boğmuş. Geceden geriye kalan bolca iltifat ve adamın soy adını bile bilmiyor henüz. Şaka gibi değil mi? Ben sordum, o anlattı… Bu deneyim “ilk buluşma” sonrası herkese iyi gelir, deneyin.

Son olarak; fedakar olmak, değişmeye çalışmak, özeleştiri yapmak size bir şey kaybettirmez. İnanmak başarmanın yarısı demişler, sizde aradığınız gerçek sevgiyse kesinlikle bu çabanıza değeceğine inanın ve başarın…

Önceki YazıSonraki Yazı

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

uye_ol