Bahar mevsimi ile birlikte vücudumuz kendini kış uykusundan uyandırır ve yaza hazırlık yapmak için alıştırmalara başlar. Bahar güzeldir hoştur, birçok aşk şarkısına da ilham olmuştur fakat böylesine bir güzellik çarptı mı da tam çarpmasını bilir! Mevsim değişikliği ile birlikte ufak çaplı bir depresyon süreci yaşar, böylesine güzel anların keyfini yaşamak yerine kendimizi bir melankoli seline bırakır ve depresyona gireriz. Oysa ki girmek zorunda değiliz! İşte bahar depresyonundan kendimizi korumanın ve baharın tadını çıkarmanın formülleri!
Bahar temizliği yapmak oldukça önemlidir. Yalnız bu bahsettiğim temizlik annelerimizin yaptığı gibi kovayı, çamaşır suyunu elimize kapıp yapacağımız bir temizlik deği! İç dünyamıza yapmamız gereken bir temizlik sürecinin somut hali gibi düşünebilirsiniz! Evinizde fazla eşya olması enerjinizi çekebilir, yine bir başkasının eşyası kişinin enerjisini taşıyabilir. Evdeki eşyalarınızı iyi gözlemleyin, belki sürekli olumsuz düşünen arkadaşınızın atkısını ödünç almışsınızdır, belki de eski sevgilinizin tshirtünü matem yaparcasına sakladığınızın farkında değilsinizdir. Yapacağınız bu çalışma size ait olmayan eşyalardan temizlenme çalışması olacaktır. Eşyayı bulun, sahibinin karakterini hatırlayın, gerçekten kötü bir enerjisi olduğunu düşünüyorsanız kurtulun!
Madem temizlikten başladık, temizlikten devam edelim! Evrenin bir çalışma sistemi vardır. Eğer kazanmak istiyorsan önce kazandıracaksın! Bonkör olursan evren de sana bonkör davranın ve arzu ettiklerini önüne serer! Ama sıkar, kısarsan evrende aynını yapar ve sana vermek istediklerini verirken sıkar, kısar! Evren senin bir aynan nasıl davranıyorsan o da sana aynısını yapar. Atalarımız bu yüzden ne ekersen onu biçersin diye demişler. Dolabınızı açın ve kıyafetlerinize bakın! Kendinize 3 yıl kuralı koyun 3yıl boyunca giymediğiniz en az 3 kıyafetinizi seçin ve ihtiyacı olan birine verin! Boşalan o 3 yerin yeri fazlasıyla dolacaktır!
Kendinizde sevmediğiniz, çevrenizdeki insanlardan eleştiri aldığınız bir yönünüzü hatırlayın. Tembel misiniz, her yere geç mi kalıyorsunuz, dağınık mısınız? Sizin bile sevmediğiniz, kendi kendinizi eleştirdiğiniz ama bir türlü harekete geçemediğiniz o yönünüzü bulun ve 21 gün boyunca o yönünüz üzerinde çalışın. Mesela dağınık bir dolabınız mı var, 21 gün boyunca her sabah uyanır uyanmaz dolabınızı toplayın! 21 günün sonunda her sabah dolabınızı fark etmeden topladığnızı göreceksiniz!
Çoğu yalnız yaşayan insan TV sesi açık bırakarak uykuya dalar, çünkü iç sesleri onlara gün boyunca görmezden geldikleri korkuları, kaygıları hatırlatmaktadır. Aslında bir nevi beynimiz bize gün sonu raporu verir, gün boyunca koşturduğumuz için bunları düşünmek uyumadan önceye kalır ve elbette uykularımız kaçar, sabahlara kadar oturur sonra depresyonun dipsiz kuyularında sürünürüz. Aslında iç sesimiz yanlış bir şey söylemez, önümüzdeki ayın kirasını nasıl ödeyeceğimizi hatırlatır, kredi borçlarını, dönmesini arzu ettiğimiz sevgilimizi, hala evlenmemizi, aldığımız kiloları, toplantının ortasında söylediğimiz aptalca cümleleri, varoluşumuzu, ölümü, yakınlarımızın ölümünü… Gün boyunca bunları düşünmekten kaçmak kendini kandırmaktan ibarettir. Tibetli rahiplerin uzun saatlerce meditasyon yapmaları aslında kendi iç seslerine, özlerine kavuşmalarını sağlar. Gününüzün yalnızca 30 dakikasını iç sesinize ayırın ve bunu mümkün olduğunca geceye bırakmayın! Bunu gündüz yaparsanız, uyandıktan sonra iç sesinizin sorularına çözüm bulmak için koca bir gün boyunca harekete geçebilirsiniz. Gece uyumadan önce gelecek ayın kirasını düşünmek yerine, çözümünü düşünerek huzurla uyumuş olursunuz.
Araştırmalara göre kişinin bir başkasına yaptığı yardım mutluluk hormonlarını harekete geçirmeyi sağlıyor. Bizler modern mağara insanları olarak gün boyu küçük evlerimizde ya da küçük ofislerimizde kendi hayatımızla meşgul oluyoruz. Eğer devir iletişim devri olmasaydı ve Hindistan’daki açlığı bilmeseydik, her gün küçük ofislerimiz ya da küçük evlerimizde mutlu bir şekilde yaşıyor olurduk. Fakat TV, internet, gazate gibi dünyanın bir ucunda yaşanan olayları ayağımıza getiren mecralar sayesinde bugün kilometrelerce uzağımızda yaşanan felaketin acısını birlikte paylaşabiliyoruz. Beynimiz bu kadar kötü haberi işitirken “Nasıl mutlu olabilirim” diye isyan bayrağını kaldırıyor. Her gün yapacağınız bir iyilik beyninize “üzerime düşeni yaptım” sinyalini vereceği için geceleri biraz daha rahat uyumanızı sağlayacaktır.
6) SİHİRLİ KELİMELERİ KULLANIN!
Sabah uyandığınızda aynada yüzünüzü yıkarken önce kendinize bir “Günaydın” demeyi alışkanlık haline getirin! Bunun için 21 gün söylemeniz yeterli! Bırakın insanlar size deli desin, deli olmak mutsuz olmaktan her zaman daha iyidir! Dışarı çıktığınızda ise bakkalınıza, otobüs şoförüne, gazete bayiinize, yanınızdan yürürken yüzünüze bakan yaşlı teyzeye “Merhaba, Günaydın, İyi akşamlar, İyi Çalışmalar” gibi sihirli kelimeleri kullanın! Sihir, siz bu kelimeleri kullanmaya başladıktan sonra başkaları için işlemeye başlayacak sonra ise size bulaşacak! Ve en kuvvetli sihirli kelimeyi söylemeyi ihmal etmeyin “Teşekkürler”
Yeni insanlarla tanışmak yeni hayatları keşfetmek demek, yeni kültürleri, yeni düşleri, yeni amaçları. Her insandan öğreneceğiniz yeni bilgiler kendinizi geliştirmenizi sağlayacaktır. Her yeni tanıştığınız insana iltifat etmeyi unutmayın! Güzel sözler işitmek istiyorsanız güzel sözler sarfetmelisiniz! Böylece bahar depresyonunu yaşamadan güneşin, açan güzel çiçeklerin keyfini çıkarabilir, yaz mevsiminde mutlu olabilirsiniz. Ayrıca mutsuz olmaktan, üzülmekten de kaçmamalısınız yaşam her güzelliği barındırır, bugün yaşadığınız karanlık günlerin arkasından muhakkak bir güneş doğacaktır!
Zodyaklı