Zodyaklı’nın ilk romanı raflarda!

Siberalem takipçilerinin burç yorumlarıyla tanıdığı Zodyaklı‘nın ilk romanı “Siyah Kelebek” kitapçı raflarında ve online kitap satış sitelerinde yerini aldı!
Kitabı yakından tanımak ve tadımlık bir kaç satır için:

siyahkelebekAin dünyası belirsiz bir gelecek ve coğrafyada geçer. Sargas Girdap, 50 yıldır kaldığı “Siyah Kelebek” hapishanesinden çıkmaktadır, çıkışta verilen mektup onu geçmişine götürür. Aslında Sargas saygın bir ailede doğmuştur ama bilinmeyen bir nedenle intihar eden babası yüzünden eline utanç mührü vurulmuş ve kurallar toplumun en alt sınıfına itilmiştir. Rezil hayatını sürerken çirkin ve mühürlü genç kız Capella ile tanışır. O da bir yetimhanede büyümüştür. Yaşadıkları aşk-nefret ilişkisi, sadist-mazoşist yönelimleri onları bir çıkmaza sürükler. Capella’yı yetimhane günlerinden beri bırakmayan Hiçkimse Capella’nın hayatındaki bir başka kabustur. Ain’in daha temiz bölgelerine hap satan Sargas bir gün genç bir polis tarafından yakalanır ve hayatları bambaşka bir sona doğru hızla ilerler.

“Sahiden ölmek böyle bir şey mi?” diye düşündü. Sargas, geçmişi düşündü, henüz genç olduğu yılları, gençlik yıllarından fırlayıp gelmiş, zamanda yolculuk etmiş bu mektubun sahibini düşündü. Sargas birkaç saniye içerisinde bütün bir ömrünü düşündü. Mektubu ona yazan çelimsiz, zayıf, kumral, tahta göğüslü, pek güzel sayılmayan kızı düşündü. Henüz yirmi yaşına basmamış, sağ elinde utanç mührü taşıyıp, babası kim belli olmayan Capella’yı düşündü…

Sargas, gülümsedi böylesine çirkin bir kızın kendine güvenmesi onu daha çok tahrik etmişti. Yanındaki çantasından iki hap çıkarıp kızın avucunun içine koydu.
“Yalnız bir şartım var,” dedi, Sargas. Kolay olmasını istemiyordu. Madem pansiyon kirası gecikecekti, buna değer bir şeyler olmalıydı. İçten içe böylesine kendine güvenen kızın küçük düşmesini istiyordu.
“Bu yabancının da seni becermesini izlemek keyifli olabilir,” dedi.

Keid, çocuğunu dünyaya getirdikten sonra, çocuğu ilk kez gözlerini açtığında şansın artık kendisinden uzaklaştığını anlamıştı. Bu bebeğin bakışlarında olmaması gereken bir şeyler vardı. İnsanı rahatsız eden, insana kendi gerçeğini gösteren. Kendi gerçekliğine bakan Keid, gerçeklikten gittikçe uzaklaşıyordu.
Aşktan sarhoş olan Güneş, insanlara bir şans tanır ve Sonsuzluk Mührünü kullanmalarına izin verir. İki aşık bileklerine Güneş ve Ay’ın sembollerini ve birbirlerinin isimleriyle sonsuza dek birbirlerini mühürlerler.

“Aç gözlerini, Capella! Gör beni, gör!
Korkak!
Aç gözlerini!
Korkak Fahişe!
Aç gözlerini!

Hiçkimse bağırdıkça, Capella gözlerini daha sıkı kapattı.

Ain şehrinde kimse bir Mühürlüye aşık olacak kadar kendini küçültmezdi.”

Kitabı edinmek için buraya tıklayabilirsiniz.

Aşk burada devam ediyor!

Önceki YazıSonraki Yazı

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

uye_ol