Sevgilinizle İzleyebileceğiniz Romantik Filmler

Sevgiliyle film izleme konusunda, kadın ve erkeğin çekici buldukları arasında farklar vardır. Erkekler daha çok aksiyon filmlerini tercih ederken, kadınlar romantik filmlere yönelirler.

Erkek arkadaşı ile romantik bir gece yaşamak, kadın için sinir bozucu olabilir : ) Sarılarak romantik film izleme gecesi çiftleri terslik çıkabilecek, tartışmalara doğru gidebilecek ortamlara sürükleyebilir. Seçimlerinize biraz yardımcı olabileceğini düşündüğümüz ufak bir film listesini sizler ile paylaşıyoruz. Bu filmler belki mükemmel aşk hikayeleri olmayabilir ama sizin aşk hikayenize farklı tatlar katabilirler 🙂

Harry Sally ile Tanışınca (When Harry Meet Sally)

Billy Crystal ve Meg Ryan’ın rol aldığı film, “bir erkek ve kadın arasında cinsellik bağı olmadan arkadaş olabilir mi” sorusunun etrafında gezmektedir. Filmin yönetmeni Rob Reiner, oyuncular arasındaki mükemmel kimyayı akıllıca ve komik diyaloglar ile yansıtıyor. Bugüne kadar yazılmış en iyi romantik komedi filmleri arasındaki yerini son derece hak eden bir film.  Küçük bir not; filmde Meg Ryan’ın estetik operasyon geçirmeden önceki halini görebilirsiniz.

when-harry-met-sally-800-75

Not Defteri (The Notebook)

Nicholas Spark’ın aynı adlı romanından çekilen ve Gena Rowlands, James Garner ve Ryan Gosling’in oynadığı film 1940’ların başında yaşanan yaz aşkının hikayesini konu almaktadır. Yoksul ve tutkulu genç ile zengin bir kız. Sosyal farklılıklar ve aile sebebiyle ayrılmak zorunda kalan çiftin yarıda bırakılmış oldukları aşk hikayesini anlatır. Senaryo oyunları olmadan saf akıcı ve sonu tahmin edilebilir bir film. Sevgiliyle izlenesi eski Türk filmleri tadında güzel bir aşk filmi.

en-iyi-25-ask-filmi-3765233_9310_orijinal

Sil Baştan (Eternal Sunshine of the Spotless Mind)

Sil Baştan, Jim Carrey’nin sahilde tesadüfi tanışarak aşık olduğu Kate Winslet ile yaşamış olduğu acı aşk tecrübelerini sildirmek için tıbbi yöntem ile derin bir uykuya yatması ile başlar. “İnsanın kendi anılarına kıyamaması mı yoksa sevgilisini hala seviyor olması mıdır?” Anıları silerken tam da aşık olunan şeylerin ilişki içinde nefret edilen şeyler haline dönüşmüş olduğunu fark edip pişman olmak mıdır yoksa? İlişki sil baştan yine aynı noktada sona ereceğini bile bile sıfırdan başlanır mı?

Aşkın 500 Günü (500 Days of Summer)

Film ulaşılmaz bir aşkın ardından koşan Tom’un (Joseph Gordon-Levitt) kovalamacasını alışılmamış bir türde anlatıyor. Aşık olduğu kız ise Summer (Zooey Deschanel) aşkın gerçek olmadığına inanan bir kadın. Tom’un hayatta öğrendiği bir şey varsa, o da basit bir günlük olayın üstüne olağanüstü kozmik anlamlar yüklenmemesi gerektiğiydi. Film klişe bir konuya sahip olarak görünse de oyuncuların performansı ve kurgusu ile sıkıcı olmaktan çıkıp keyifli bir hale dönüşüyor. Ama şunu bilmelisiniz ki bu bir aşk hikâyesi değil.

500 Days Of Summer

Aşık Shakespeare (Shakespeare In Love)

13 dalda Akademi ödüllerine aday gösterilen, 7 dalda Oscar ödülü olan film, Elizabeth dönemi İngiltere’sinde geçen romantik komedide Shakspeare’in aşk hayatı anlatılmaktadır. Filmin senaristleri Shakspeare’in (Joseph Finnes) yaşadığı dönemi araştırarak ilham kaynağının soylu Viola de Lesseps (Gwyneth Paltrow) olduğu sonucunda birleşir ve senaryoyu bu kurgu üzerinden yola çıkarak hazırlar. Zekice hazırlanmış senaryo, aynı zamanda Elizabeth dönemi tiyatro anlayışına da ışık tutmakta.

Eve Dönüş (Garden State)

Bir gün annesinin ölüm haberini alan Andrew (Zach Braff), 9 yıldan sonra evine geri döner. Değişmiş olarak bulduğu kasabasına uyum sağlamaya çalışan Andrew, bu sırada kendisinin tam zıttı karakterde deli dolu bir kızla, Sam (Natalie Portman) ile tanışır. Sam, Andrew’in yıllardır kendini kapadığı kutudan çıkmasını sağlayacak ve uzun süredir göz ardı ettiği gerçeklerle yüzleşmesini sağlayacaktır. Hayatı boyunca kaçmak zorunda bırakılan, hayatın ne olduğuna dair bir fikri olmayan bir çocuk. Ta ki bir gün karşısına hayatı anlatacak kişi çıkana değin.  Filmin müzikleri ise tam arşivlik. Yönetmenin kendi seçimiyle oluşturduğu filmin soundtrack albümü Grammy ödülü kazandı.

IF

Kesinlikle, Belki (Definetely, Maybe)

Boşanma eşiğine gelmiş Will Hayes (Ryan Reynolds) 30 yaşında, bir kız çocuk sahibi olan bir babadır. Bir gün kızı babasının annesinin nasıl tanıştığını merak eder. ‘Çocuğun annesiyle nasıl tanıştığını anlatan baba fikri’ biraz klişe gelse de iyi olay örgüsü ve senaryosu ile bilindik romantik komedilerden oldukça farklı bir yolda izliyor. Finale kadar seyirciye ters köşe yaptırıyor.

 

 

Önceki YazıSonraki Yazı

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

uye_ol