Vizyonda Güzel ve Çirkin… Fonda…

Bu hafta Hollywood’dan Rusya’ya kadar yer gök inledi. Duymayan kaldı mı bilmiyorum ama Rusya, Güzel ve Çirkin’in gösterimini yasakladı. Bunun sebebi de, filmdeki iki erkek karakter arasındaki açıkça olmasa da hissettirilen duygusal yakınlık.

Gün geçmiyor ki Kuzey Amerika televizyonlarında bununla ilgili bir tartışma, bir haber çıkmasın. Etik olarak ne doğru ne yanlış? Rusya haklı mı haksız mı? Ruslar’ın tepkisi abartılı mı? Eşcinsellik doğuştan mı, değil mi? Bir çizgi film ile çocukların dürtülerini etkileyebilir miyiz?

emmasiberalemHani neredeyse öyle bir hal aldı ki baş rolde Emma Watson’ın ustalıkla sergilediği Belle rolü unutuldu… Yerini fondaki ulusallaştırılmış homofobik korkular yer aldı.

Eskilerin bir sözü vardır: Su yolunu bulur! Yani insan eninde sonunda eğilimlerini yaşar… yaşamaya çabalar. Onun için bu kadar da kafa yormanın bir alemi yok. Siz çocuğa doğruyla yanlışı anlatır ve açık iletişim kurarsanız, onu ve dürtülerini ayıplamazsanız onun su olup, kendi olup yolunu bulmasına katkıda bulunursunuz. Yoksa bir tane çizgi filmde gördü diye kimse kendinde olmayan dürtüye dönüşmez. Yani korkmanın faydası yok… Olacaksa da korkunun ecele faydası yok. Rus kardeşlerim, rahatlayın! 🙂

Bastırılan şey büyür. Sayenizde sadece Rus çocuklar değil, bütün dünya çocukları homophobia ne öğrendi, eşcinsellik ne öğrendi. Belki dikkatlerini bile çekmeyecekti veya iki soru sorup geçiştireceklerdi… Veya bu eğilimlere sahip çocuklar kendileri gibi karakterlerin var olduğunu görüp, rahatlayacaklardı.

Her neyse, hepimiz öğrendik ki Ruslar resmileştirilmiş bir homofobiye sahip. Bu arada da Emma Watson’a ve Belle karakterine haksızlık etmeyelim lütfen, çünkü her ikisi de övgüyü hak ediyor.

Belle karakteri, diğer tüm masallardan farklı olarak, kadının cesaretini, bağımsız iradesini, özgür seçimlerini, fedakarlığını ve elbette ki kahramanlığını ortaya koyar. Ayrıca, bu karakterin çok önemli bir mesajı daha vardır: Kadının sezgi gücü ve derinliği. Kadın sezgisini dinlemeyi bildiğinde, güzelliğe ve yüzeysel olana aldanmadığında, çok daha derin ev kalıcı olan sevgiyi bulacaktır.

Ben böyle çok kadın tanıyorum. İçindeki dişi gücü ilişkilerinde ortaya koyabilen, kendisini ezdirmeyen, dayanıklı, cesur ve özgür ruhlu… Bir ilişkinin içinde erimeyen, kaybolmayan kendisini var eden kadınlar… Peki ya siz, içinizdeki kadın kahramanı yaşatanlardan mısınız, bastıranlardan mı?

Talyaa Vardar, BSc, MAPS, PCC

Yönetici Koçu
Sanat Terapisti
Eğitimci

 

 

Önceki YazıSonraki Yazı

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

uye_ol