Caddelerin, sokakların, mağazaların, restoranların kısacası her yerin kırmızı kalplerle donatıldığı ve aşkın tavan yaptığı bir 14 Şubat daha geride kaldı. Türkiye’nin en büyük ilişki ve arkadaşlık platformu Siberalem.com için, duygusal ilişkilere farklı bir bakış açısı getiren Zodyaklı, 14 Şubat Sevgililer Günü’nde sevgilisi olmayanları yalnızlıktan kurtaracak bir formül tasarlamış ve kendisi dahil herkesi bu oyuna davet etmişti. 14 Şubat’ı birlikte geçireceği kişiyi seçmek için üç ayrı aday ile buluşan Zodyaklı, yaşadığı eğlenceli deneyimi anlatıyor.
Bir 14 Şubat’ı daha geride bırakmış bulunuyoruz. Yine sokaklarda anlamsız kalpler ve gıcık mutlu insanlar gördüm. Geçen hafta bir gazla hadi birilerini bulalım ve mutlu olalım demiştim ya! Üç harika buluşmamda başıma gelen üç harika fiyaskoyu anlatmam şart!
Öncelikle hayallerimdeki erkeği düşünüp kriterlerimi ortaya çıkardım. Mizah benim için tip, görünüş, zenginlik gibi sığ kavramların önüne geçmiş bulunmakta. Adam beni güldürüyorsa en önemlisi de benim şakalarıma gülüyorsa kafadan 10 puan önde başlamış bulunuyor. İkinci kriterim de kesinlikle bana bir şeyler öğretmeli, anlattıklarına şaşırmalıyım. Böyle İlber Ortaylı havasında değil ama ondan öğrendiğim şeyler beni şaşırtmalı, yine en önemlisi benden öğrendiklerine de şaşırmalı. Ve son kriterim kesinlikle flört etmekten keyif alan biri olmalı, benimle flört etmek onun için keyifli bir eylem haline gelmeli.
Aslında hayalimdeki erkekten istediklerim okuduğunuz üzere atla deve değil, dünyanın en basit isteklerine sahibim. Yalnız bazen bunlar da olsa olmuyormuş bu hafta ben kesinlikle bunu öğrendim.
İlk buluştuğum kişi profilinde eğlenceli yazılarla kendini tanıtmış, eğlenceli yakışıklı, hoş bir adamdı. Ben yemek muhabbetini sevmediğim için öyle bir kahve içmeye gittik. İlk yarım saat her şey şahaneydi, adam gözlerimin içine bakıyor, hoş, komik fakat sonra komedinin suyunu çıkarmaya başladı. Adam komik ama insanların zayıf noktalarından kendine mizah çıkarmaya çalışan komiklerden. Rahatsız edici bir durumdu ve kafadan eledim. Tamam, gülelim ama gülerken milleti üzmenin bir manası var mı? Zaten bu adamların hepsi tek tip olmaya başladı. Gerçekten Cem Yılmaz gibi konuşan, Cem Yılmaz gibi espri yapmaya çalışan adamlar türedi. Sanırım yıllar sonra en iyi Cem Yılmaz taklidi yarışmasına, Cem Yılmaz girse kendi bile kendini bu kadar iyi taklit edemeyecek.
Öneri: Beyler, özgün olun illa insanların zayıf noktaları, fiziksel özelliklerinden mizah çıkarmanıza gerek yok. Yerküre mizah konusunda o kadar zenginliklerle dolu ki, garibandan şaka yapmaya çalışmayın!
İkinci buluşmam ise profilinde sanat, edebiyat ve siyasetle ilgilendiğini belirtmiş gerçekten ama gerçekten yakışıklı olan bir adamlaydı. Ben kahve içelim falan kafasındaydım ama adam sofistike çıktı ve Galata’da güzel bir yerde şarap içmeye gittik. Önce bu sofistike ortam ilgimi çekti. Şarap tadan, bilgisi olan, bağından üzümünden bahseden bir adamdı. Hatta bi ara “Abi bu adamın benle ne işi olur yeee” diye kendi kendime düşünüp ufaktan bi kasmaya başlamıştım kiii!!! Başladı memleketin sorunlarını anlatmaya. Susmak bilmiyor, adeta Siyaset Meydanı’ndayım. Sürekli söylenip durdu, ay içim bayıldı artık. Ezberlemiş aynı cümleleri kurup kurup duruyor, “eee çözüm için bir şeyler yapıyor musun?” dediğimde, suratıma boş boş bakan bir adamla karşılaştım. Çözüm için belli ki, kanalı değiştirip bir eğlence programı izleyerek yaşamına devam ediyor. Hemen kalkıp uzaklaştım!
Öneri: Rica ediyorum siyasi tartışmalarda ateşli davranıp coşmayın. Yani tamam, fikirler tartışıldıkça anlamlı ama karşınızdakini de dinleyin, TV spikeri gibi coşmanın bir manası yok. Sakin ol şampiyon!
İşte bu, canımdan can aldı! Zaten çocukla yazışmaya başladığımız andan beri bir iltifat, bir iltifat. Ben de bayılırım iltifata, zaten hangi kadın sevmez ki? Hoop hemen oltaya geldim. Çocukla buluştuk, aman Allahım çocuk bir ahtapot! Eli kolu durmuyor, sırnaşık ve sürekli evindeki sinema sisteminden bahsedip duruyor. Hayatımda gerçekleştirdiğim en kısa buluşmaydı. Hemen gönderip, evime dönüp yalnızlığımın keyfini çıkardım.
Öneri: Lütfen abartmayın, flörtöz olmak güzeldir ama suyunu çıkarmanın manası yok!
Demem o ki, bir 14 Şubat daha benim için dram ve yalnızlıkla geçti! Dilerim sizin için harika anılar toplamanıza sağlamıştır. Yorumlarınızı, deneyimlerinizi bekliyorum!